25 Ekim 2012 Perşembe

Eytere Bea

İlginç bir başlık, öyle değil mi? Son 2 saattir uğraştığım işlerin bende yarattığı stresin dışa vurumu aslında tamamen. Onun dışında hoş bir ''yeter ulan'' deme şekli.

2 saate yakın bir süredir okuduğunuz blogu adam etmeye uğraşıyorum. Ivır zıvır ayarlarını yaptık, seviyeli ilişkimin olduğu java'yı buraya uyarlayamadığım için kafayı yemiştim ta ki fark edene kadar. Kolay olan şeyleri zor yoldan çözmeye bayıldığımı söylemeye gerek kalmadı sanırım bunları anlattıktan sonra. Blog türevleriyle aram pek iyi değildir ama tamamen de ilgisizim denemez. O yüzden karşınızdaki blog evrimleşme sürecini kazalarla tamamladı. Daha da gelişecek, göz zevkinize ve benim zevkime hitap edecek.

Bu uğraşlarımdan şunu anladım ki, yazmak önemli değil. İster kağıda ister internet sayfasına yaz ama süslemeler olmadan olmuyor. Kağıtta kafiyeli cümleler, burada arka plan ve ıvır zıvırları. Üşenmek ile yol kat edilmeyeceğini anladım, biraz geç oldu tabii ki. Zararın neresinden dönersen kârdır diye boşuna demiyorlar. Kârlı oldu benim için, sayfayı geliştirdim saç baş yola yola. 

Konu dışı yayın gibi gözükse de başka bir şeyler yazacakken aklımın buna çalışması yazmamı engelledi. Artık başka bir zamana hikaye, deneme, ıvır zıvır ve değişik şeyler yazarım. Başlıktaki nidanın da hakkını vermeden bitirmek olmaz sanırım. 

''Eeehhh eytere bea blog işleri ne zormuş be, bakacağız bir çaresine. İmanıma yetti gari''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder