13 Ekim 2012 Cumartesi

Kış Geldi

Bembeyaz karların gelmesine yaklaşık 1 ay kadar kalmasına rağmen kış geldi. Game of Thrones'ın ''Winter is coming'' lafını bütün yaz söylediler. Dediler ama inandıramadılar, bu sefer gerçekten geldi kış.

Evde bile üşüyorsan kış gelmiş demektir. Mandalinalar olgunlaşınca C vitaminine vuracak herkes kendini, ben de dahil. Yediğim ender meyvelerden biri olan mandalinayı asla kaçırmam kışın. Portakalından muzuna kadar bütün nimetlerini sömürmek lazım. Hastalığa birebirler.

Kışın güzelliği sadece mandalina ve yiyecekleri değil elbette. Etrafı bembeyaz yapan, ''gri''yi beyaza çeviren yoğun yağan karları da güzelleştiriyor. Kış turizmini tercih edenler gün sayıyordur herhalde. Uludağ'a gidip görmek lazım kışın. Her kış olduğu gibi yüksek yerlerde çocuklar poşetlerini alıp kayacaklar, kestaneyi çizdirmemek için çok çaba sarf edecekler. Atkı, mont, içinde 5 kat giysiler... Bunlardan insanların yüzü görünmeyecek. Sohbet ettiğiniz kişinin yüzüne bakın.

Kardan adam yapımları başlayacak, havuç sadece kardan adamın burnu için kullanılacak. Kartopunu en hızlı yapan takım, kartopu savaşlarını kazanacak. Savaşta en pis şeylerden biri, gözünüze kartopu gelmesidir. Şişerek 2 gün size bir şey yaptırmaz. Dikkatli oynamakta fayda var. Çizme, botlar giyilecek. Eskiden altı keskin, demirden yapılmış ''buz kıran'' tabanı olan botlar vardı. Buzda yürüyememek kavramı ile ilk onları kullanamadığım zaman tanıştım ve hala kışın kayarak gidiyorum bir yerden bir yere. Artık öyle botlar yok.

Bütün kış evde nasıl geçecek? Şömineyle değil tabii ki. O kadar zengin değiliz çoğumuz en azından. Kombi ya da merkezi sistem ne kadar ısıtırsa o kadar. Buz kalıbına dönmeyeceğini bilmek donmanın bütün heyecanını öldürüyor. Havadan dolayı her konuştuğunuzda sigara içiyormuş gibi buhar ve duman çıkacak ağzınızdan. Hohlayıp araba, otobüs, dolmuş camına ad yazmalar, şekil çizmeler de ayrı cabası. Hiç anlamı yokken can sıkıntısından farklı anlamlara bürünüyor yapan için. Çizdiğim ve yazdığım sayısız şey vardır cama. Hepsinde çok eğlendiğimi itiraf ediyorum. Parmak kirleniyor ama değiyor.

Bu aralar yağmur seyrediyor, karlara ortam hazırlıyorlar. Yağmur bereket, kar mutluluk getirir. Kar ne kadar çoksa o kadar mutluluk nedeni vardır. Çıkıp kendinizi karlara bırakabilirsiniz, taşırlar hiç şikayet etmeden. Eğer ilk kar akşamüstü siz evinizdeyken yağarsa kahvenizi alın ve manzaranın keyfini çıkarın. Yüksek yerlerde oturanlar karla oynarken biz yağmurda sırılsıklam olabiliriz ama illa ki gelecek. O burun kırmızı olacak! Karların olduğu yere sıcak su dökmek ise tamamen zevk meselesi. Anında kaynayıp çok güzel sesler geliyor.

Aslında yaz çocuğuyum ben, yazın ortasında doğdum ve yaz özlemi çekerim genelde büyün kış boyunca. Yine de kışın saymakla bitmeyecek, yaşanacak çok özelliği var. O yüzden farklı, o yüzden etkisi sonbaharda devam ediyor etkisi. Kar geldi mi inat yapıyor herkese, aylardır kalkmıyor indiği yerden. Saf kar yağışının getirdiği sıcaklığı seviyorum ben. Dondurucu soğuk ve ayazla birleşirse tipi yani kar fırtınası olur. Herkes evde kalmak zorunda kalır. Kışta zaman yavaş geçer, değerlendirmek lazım. Ne zaman kış denilse ve bunları yazacak kadar kafayı bozsam aklıma Tori Amos'un ''Winter'' şarkısındaki ''I get a little warm in my heart
when i think of winter'' sözleri gelir. Hakikaten öyle hislerim. Umut depoluyorum. İçimdeki iyi şeyler donuyor ta ki kış bitene kadar. Söz Tori Amos'da;








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder